Gülse Birsel’e bir hem cinsinden sert bir eleştiri geldi…
Son günlerde Avrupa Yakası’ndan ayrılan isimlerle adı çok sık anılan Gülse Birsel’i Akşam gazetesindeki köşesinde sert biçimde eleştiren Tuğçe Tatari’nin bugünkü yazısı şöyle:
Bir süredir Gülse Birsel’i hayretle izliyorum. Oysa G.A.G’ı yaptığı sıralar nasıl da ümitliydim. Sonunda hoş biri çıktı, espri anlayışı yüksek, sağlam kadınlardan diye düşünüyordum. Son yıllarda özellikle de bu sene hayal kırıklığının en âlâsını yaşattı bana.
Avrupa Yakası izleyenlerce senaryo bakımından çok beğeniliyor. Yani Birsel başarılı bulunuyor. Oyunculuğu da hayli gelişti. Hele şu son reklamda bayağı iyi performansı.
Ancak başarılı kadın analizi farklıdır benim için. Önce ne kadar hazımlı ona bakarım, sonra da burnu eski yerinde duruyor mu ona.
Gülse Birsel maalesef bir süredir kendi burnunu bile göremiyor bence. Öyle yükselmiş, öyle havalara kalkmış burnu... Yazık... Halbuki bu ‘piyasa’da daha uzun yıllar, kazanacak daha büyük paralar ve başarılar var... Hem sadece bir adet dizi ile başarı ispatlanamaz. Kaç bölüm olursa olsun, kaç reyting alırsa alsın “Ben başarılıyım” demek için geride en az 3 iyi iş olması gerekir. Bu sayı henüz Birsel’de de yok.
Şimdi neden yüklendin bu konuya diye sorarsanız anlatayım; Gülse Birsel dizisi hakkında yapılan kötü yorumlara çok sinirleniyor. Mesela bir gazetenin hafta sonu eklerinde hoşuna gitmeyen habere rastladığında tüm gruba boykot uyguluyor. Avrupa Yakası’nın oyuncuları ve kendisi o grubun dergilerine röportaj vermiyor. Sanırım bu yazıdan sonra Akşam Gazetesi ekleri bir taleple giderse reddedilecekler.
Çarşamba akşamı Doğa Rutkay’ın programını izledim. Dört konuk vardı. Bunlardan biri ‘Avrupa Yakası’zedelerden Vural Çelik, diğeri TV eleştirmeni Yüksel Aytuğ. Çelik kısaca diziden hiç bahsetmek istemediğini, kendisini ağlayabilecek kadar kötü hissettiğini ve Gülse Birsel’e çok kırgın olduğunu anlatırken, Aytuğ “Ama kırgın ayrılmamak gerekir. Piyasa küçük” diye uyarıyordu. Yani “Aman aranı bozma, yarın öbür gün başka projede iş vermez” demek istiyor.
Peki ama sayın TV eleştirmeni, Gülse Birsel’in bugüne kadar kaç oyuncuyu küstürdüğünü ve sebeplerini, o dizinin komedi oluşu, fakat setinin gerginlikler yuvası olduğunu neden söylemiyorsunuz. Vural’ı uyaracağınıza Birsel’i “Sonunda oynatacak oyuncu bulamazsın” diye neden eleştirmiyorsunuz? Geçici güçler önünde etkilenmek doğru değil. Bu insanların hepsi hatalı da bir Gülse Birsel mi hatasız? Ama sorun belli... Oyuncular para yüzünden kopma noktasına geliyor. Oysa Avrupa Yakası milyonlar kazanıyor. Rutkay Aziz, Hümeyra, Bülent Polat, Evrim Akın, Tolga Çevik ve Vural Çelik...
Her şey iyi hoş ama ne zaman oyuncu para artımı istiyor, o zaman diziden çıkartılıyor. Sinan Çetin bu duruma neden müdahale etmiyor, onu da anlayamıyorum! “Biz oyuncuyla değil senaryomuzun gücüyle varız” mesajları verenler sezonun ilk bölümünü beğendiler mi yani? Sanırım bu sezon Engin Günaydın ve Binnur Kaya da sizi kurtaramayabilir.
Diyeceğim odur ki; tüm bu geçimsizlik, boykot, küçük dağları ben yarattım tavrı sadece bir adet dizinin tutmasıyla oluyor. Gülse Birsel’e bu kadar kolay “Oldum” demenin nasıl hüsranla sonuçlanabileceğini birileri anlatmalı. Tevazuya davet edilmeli.
Kimbilir belki de inişleri çıkışları çok iyi deneyimlemiş eşi Murat Birsel konuya el atmalı